Kam on beybi

14 Aralık 2009 Pazartesi

Paramparça etmek istediklerim var

  Kusura bakmayın ama aşşağıda bahsedeceğim insanlar cidden bağırsaklarını burunlarına sokmak istediğim insanlardır.
   Bir yıldan fazla süredir beraber olduğum ama zart diye ayrıldığım sevgilimi paramparça etmek istiyorum mesela. O kadar alışmışım ki kendime bile anlatmamaya ,kafamda tartışmamaya buraya yazarken bile kısıtlıyorum hemen kendimi. İçimde tutmaktan bunaldım.

Unutmak istiyorum artık ya. Sürekli beni salak yerine koyan bi insanı istemiyorum basit değil mi ? Anlamıyorum neden bi insan sevgilisine önem vermez ki ? Niye umursamaz ? Çok düşündüm ve varabildiğim tek sonuç bu = sevmiyor ! Evde aile ile binbir türlü sorunun olsun, okulda arkadaşlarınla öğretmeninle , dışarda da sevgilinle ...   İyi oldu ayrılmamız . Paylaştığımız hiç bi şey yoktu zaten. Arada iki kelime evde olanları anlatırsa anlatıyordu. Gerisi hep aman öpiyim aman yiyim... En çok sıkan da bu zaten. Boşuna geniş geniş dolanma ortalıklarda sabahın köründe sinema biletçisi daha gelmemişken kapıya dayanan çiftlerin ne bok yediklerini az çok değil bayağı bayağı biliyolar !

    Mutlu muyum ?  Değilim. Özlüyorum alışmıştım gece gündüz mesaj atmaya buluşmaya ve evet sinemada boklar yemeye. Artık yok ama ben aslında bittiği için üzülmüyorum. Rahatlamış hissediyorum. Kaşlarım umrumda değil ve bazen parfümümü unutuyorum. Endişelenmiyorum.  Yok yok iyiyim ben!

  Oturup zırıl zırıl ağlamadım. Bunalıma girip Emre Aydın filan da dinlemedim. Yanından ayrılıp yürümeye başladığımda sadece hafiftim. Müzik dinlemek istedim birden. Güç bela kulaklığımı çıkardım. Belki de yapacak en son şeydi ama ben inatla karma karışık olmuş kabloyu özenle açtım. En sevdiğim şarkıyı değil ama en eğlenceli gelen içimi kıpır kıpır eden şarkıyı açtım. Ve bu anda tek gereken şey geldi buldu beni. Hem de pıt diye tam burnumdan vurdu :) Daha da hafifledim sanki. Karşıdan karşıya geçmek için başka zaman olsa atlardım yola ama bekledim diğer ışığa yetişemedim ben yavaş yavaş yürürken kırmızı yanıvermişti çünkü. Ama önemi yoktu. Belki de en huzurlu insan bendim o an ve yeniden bekledim. Yağmur nedense hiç hızlanmamıştı. Ağlamam mı gerekiyordu yoksa ? Benim yerime ağlıyolarmış gibi hissettim. Çok garipti. Ben mutluydum. Hayatımı %100 mutlu geçirmemi sağlayacak bi şey varsa o da çikolatadır diyerekten büfeye gidip aldım. Yağmurdan biraz ıslandı ama hiç umursamadım onu öylece yedim.

  Bir yıldır hiç bu kadar sakin olmamıştım. Sanki hiç bir şey olmamış gibiydi. Yüzümü hep yukarıda tuttum. Bana kimsenin bakmadığından emin olduktan sonra iyice yağmura döndüm çok hoştu. O'nu da düşündüm. Diğer tartışmalarda olduğu gibi "ya seni seviyorum =( " diye ne zaman  mesaj atacağımı mı bekliyordu acaba ?
Olmayacaktı öyle bir şey. ve olmadı da...

  Evde hatıralarını gördükçe sesini hatırladıkça üzülüyorum çünkü alıştım ve özledim. En önemlisi de seviyorum. Ama sevdiğin adamı tanıyamıyorsan yapacak tek şey eskisiyle yaşamak. Çok sorunu olabilir. Başında büyük dertler olabilir fakat benimle paylaşmayacaksa yani paylaşmıyorsa ben "onda" ne ifade ettiğimi sorgularım. Ve sorguladığımda bana vereceği en ufak bi umursamazlık belirtisi ondan tiksinmeme sebep olur.

 Sevdiğimi biliyorum.




Bugün hiç ummadığım bi şekilde kalbim kırıldı. Canımcım okul arkadaşım için ( birini dikizlemek için gitmiştik) pek uğramadığımız kantine gittik. Bi kitap mevzusu oldu bana ver al senin olsun gibisinden. Arkadaşımda üstüne bişeyler yazdı klasik işte sevgilerle gibi. Ben de hayal gücü geniş bi insan olarak kitabın üzerine saçma bir şeyler yazdım işte. Ve şok anı ! Kitap sahibi alıp yazdıklarımı sildi. Niye siliyosun diye sorduklarında "içten yazmamış yürekten yazsa silmezdim" gibilerinden bir şey söyledi. Pardon ama sen zaten %20sini anladığın bir yazı üzerinde nasıl bu kadar kesin konuşabilirsin? Ayrıca gayet içimden gelerek yapmıştım ki içimden gelmeyen bir şeyi neden yapayım zorunlu olmadığım halde? Hayır bir de ne kadar üşengeç olduğumu herkes bilir yani! Zahmet edip kalemi bile almazdım istemeseydim. Neyse ben o şok halini daha atlatamamışken farklı bi ruh hali olan kalp kırgınlığına geçtim. Bi anda oldu pek anlayamadım. Ama çok üzgündüm yaa ! Ağlamak istedim resmen . Belki söylediği çok basit bir şeydi ama ben kırıldım üzüldüm. Çok az tanıdığım halde bu kadar değer vermişim demekki . Bir arkadaş olarak benimsemişim. Farkında değildim. Ama bu his farklıydı . Ben arkadaşlarımın attığı tek çiziği silmezken böyle yapılması aslında değer verdiğinin gözünde sıfır olmanın kırgınlığıydı. Önce sevgilim sonra arkadaşımın davranışlarında aynı umursamazlığı görmek gerçekten kötü, katlanılmaz bir duygu.

2 yorum:

  1. Niye katlanamıcakmışsın? Herkese ederi kadar değer... ;)

    YanıtlaSil
  2. Niye bu kadar üzüldüysem yaa ben deee ..!? Okul da yeni başladı hemen bu kadar değer vermişim. Ay ne geliyosa başıma bundan geliyo demek ki :D

    YanıtlaSil